>
bir sürpriz, ister inan ister inanma***
Eğer bu mesajı aldınız ise, bilin ki birileri sizi seviyor ve büyük bir olasılıkla sizin sevdiğiniz birileri var. Eğer bu mesajı gönderemeyecek kadar yoğunsanız ve kendi kendinize,'nasılsa bir gün -yollarım' diyorsanız çok uzak, hiç ulaşmayabilir.
Bu Tantra Hindistan`dan geldi. İster inanın ister inanmayın, onu okumak için birkaç dakikanızı ayırın, olur mu? İçinde, ruh için yararlı birçok mesaj var. BU İYİ ŞANS İÇİN BİR NEPAL TANTRA TOTEMİ. Bu Totem Tantra size 'iyi şans' için gönderildi. Dünyayı 10 kez dolaştı.
YAŞAM İÇİN ÖNERİLER
-İnsanlara beklediklerinden daha çok şey ver ve bunu zevk alarak yap.
-Dinlediğin her şeye inanma, sahip olduğun her şeyi harcama ve istediğin kadar uyuma.
-'Seni seviyorum' dediğinde, cidden söyle.
-Üzgünüm dediğinde, o kişinin gözlerinin içine bak.
-Evlenmeden önce en az 6 ay nişanlı kal.
-Başkalarının düşleriyle asla alay etme.
-Anlaşmazlık durumlarında, dürüst ol.
-Kimseyi kırma, hakaret etme.
-İnsanları akrabalarına göre yargılama.
-Yavaş konuş, ama hızlı düşün.
-Anneni ara.
-Kaybettiğinde, ders al.
- Küçük bir anlaşmazlığın büyük bir arkadaşlığı bozmasına izin verme.
-Telefona cevap verirken gülümse.Seni arayan kişi bunu sesinden anlayacaktır.
-Biraz yalnız kal.
-Suskunluğun, bazen, en iyi yanıt olduğunu unutma.
-Allah`a güven ama arabanı kilitle. (Deveni bağla sonra tevekkül et).
- Evde sevgi dolu bir atmosfer önemlidir.Huzurlu ve uyumlu bir ortam yaratmak için elinden geleni yap.
-Geçmişte çok yaşama.
-Bildiklerini paylaş. Ölümsüzlüğü elde etmenin bir yoludur.
- Dua et. Duada, ölçülemeyecek bir güç saklıdır.·
-Sana sevgi gösterisinde bulunan birini engelleme.
-Başkalarının işine burnunu sokma.
-Çok para kazanıyorsan eğer, hayattayken, başkalarına yardım et. Bu, Şansın sana verebileceği en büyük tatmindir. Unutma, istediklerini elde edememek, bazen büyük bir şanstır.
Bir yilda iyi dostlar olabiliriz,
Gelecek yil, çok iyi dostlar olabiliriz,
Ondan sonraki yil hep konusmayada biliriz,
Ve hiç konusmakta istemeyebiliriz daha sonraki yil,
O yüzden sadece demek istiyorum ki,
Eger birgün seninle hiç konusmasakta,
Sen teksin benim için ve sen benim dünyami degistirdin,
Seni izliyorum, saygi duyuyorum, ve taktir ediyorum.
Bunu bütün arkadaslarina gönder,
Her zaman konusmuyor olsanizda,
Her zaman birbirinize çok yakin olamasanizda,
Ve bunu sana gönderene gönder.
Eski arkadaslarinada gönder ki onlari unutmadigini bilsinler,
Ve yenilerede, ki onlari da asla unutmayacagini bilsinler.
Hatirla, herkesin bir dosta ihtiyaci var,
Birgün, belki kendine DOSTLARIM YOK dersin,
O zaman bu yaziyi hatirlat kendine,
ve rahatlat kendini onlari düsünerek GÜLÜMSE
Bir: Tereyağı hali.
Uçma makinesini tamamlayan mucit, havalanma deneyini izlemeleri için bir yığın kişiyi çağırdı.
Beklenen an geldi. Son kontroller yapıldı. Mucit araca binip motoru çalıştırdı. Bir gümbürtü koptu. Makine üstünde durduğu rampayı parçaladı. Toz duman içinde toprağa gömülüp gözden kayboldu. Mucit ise son anda canını kurtarmayı başardı.
"Gördünüz işte" dedi kendine gelince. "Ayrıntılarımın sağlamlığını kanıtlamış bulunuyorum." Yerle bir olmuş tuğlalara bakarak, "Elbette bazı hatalar var" diye ekledi. "Ama bunlar sadece temelde ve esasta."
Bu güvence üzerine herkes yeni bir makinenin yapımına para yatırmak için seferber oldu.
İki: Filozof hali.
Aptalın eşeğini dövdüğünü gören filozof araya girdi:
"Kendine gel oğlum, kendine gel... Şiddete başvuranlar eninde sonunda şiddetle karşılık görür."
"Ben de bu eşeğe bunu öğretmeye çalışıyorum" dedi aptal, dayağa ara vermeden. "Çifteledi beni lanet hayvan!"
Filozof uzaklaşırken "aptalların felsefesi bizimkinden daha derin ve gerçekçi olamaz kuşkusuz" diye düşünüyordu. "Sadece bunu dile getiriş biçimleri daha etkileyici."
Üç: Kurnaz hali.
Delikten çıkmak üzere olan fare, dışarda bekleyen kediyi görünce tekrar yuvaya girdi. "Bitişikte bir mısır ambarı var" dedi öbür farelerden birine. "Yalnız gidecektim ama, bu ziyafeti saygıdeğer bir büyüğümle paylaşmak isterdim."
"Harika!" dedi öbürü. "Geliyorum, önden gidip yolu göster."
"Önden mi?" diye bir feryat kopardı beriki. "Daha neler! Nasıl gidebilirim sizin gibi yüce bir farenin önünde? Siz önden buyurun efendim."
Pohpohlanmaktan hoşlanan öbürü öne geçti. Kedi onu kapıp uzaklaşınca, bizimki sağ salim çıktı dışarı.
Dört: Mutlu etme hali.
Adam bir kartal yakalamış, kanatlarını kırptıktan sonra tavuklarla birlikte kümese kapatmıştı. Alışık olmadığı bu durum kartalı derinden etkileyip bunalıma sürüklemişti.
"Aslında mutlu olman gerekir" dedi adam. "Kartalken sıradan biriydin. Ama yaşlı bir horoz olarak eşin benzerin yok yeryüzünde."
Beş: Mutlu hali.
Ölümcül biçimde yaralanan kartal, bedenine saplanan okun sapında kendi tüylerinden birini görünce çok rahatladı.
"Neyse" diye inledi. "Bu işte başka bir kartalın parmağı olsaydı, kendimi gerçekten çok kötü hissederdim."
Altı: 'Hak'lı hali.
Ormanda dolaşırken ayağına diken batan bir aslan, rastladığı çobandan bunu çıkartmasını istedi. Çoban istediğini yaptı. Az önce başka bir çobanla karnını doyurmuş olan aslan, onun kılına bile dokunmadan uzaklaştı.
Uzun zaman sonra aynı çoban, haksız bir cezaya uğrayıp arenada aslanlara atıldı. Aslanlar onu yemek üzereyken, içlerinden birinin şöyle dediği duyuldu:
"Durun! Bu benim ayağımdaki dikeni çıkaran adam."
Ötekiler bu özel ilişkiye saygı gösterip kenara çekildi. Hak sahibi de çobanını tek başına yedi.
Yedi: Gururlu hali.
Finoyu gören Aslan deliler gibi gülmeye başladı. Bir yandan da, "bu kadar küçük hayvan mı olur" diye söyleniyordu.
"Küçük olabilirim efendim" dedi fino gururla. "Ama dikkatinizi çekerim ki, sapına kadar köpeğim ben!"